Kurban bayramı arifesinde annem yarım günde olsa çalışmak zorunda olunca, ben de babam ile birlikte yaz sonundan beri tamir için beklettiğimiz bisikletlerimizi Mudanya’da ki ailemizin tamircisi Hasan ağabey’e götürdük,
Mudanya’da önce babamın iş yerinden arkadaşı Serdar ağabey ile buluşup, Hasan ağabey’in tamir atölyesine yol aldık.
Babam her zaman olduğu gibi eline aldı yine kamerasını ve çekmeye başladı dur durak dinlenmeden.Hasan ağabey önce benim bisikletimden başladı.
kopmuş frenlerim elden geçirilip bir de temzilendikten sonra ise babamın söz verdiği şekilde bir de korna takıldı bisikletime,
Artık benimde hem havalı, hem de havalı kornam vardı bisikletimde :)
tabi bende bunun şerefine 21 pare bastım kornama :)
Sıra babamın bisikeltine gelmişti, ama hasan ağabey’in dediğine göre babam nasıl kullanmışsa bisikletini onun işi daha uzun sürecekti, bizde beklemeye başladık. Bende bu fırsattan istifade Serdar ağabey’e web sitemi gösterme fırsatı yakaladım.
Babamın bisikletinin bakımı devam ederken bende bir yadan babam gibi makinemi elime aldım ve başladım gördüklerimi çekmeye;
Serdar ağabey kendi makinesi ile çekim yaparken bende kendiminkini kullanıyor ve her çekim sonrası yakaldığımız görüntüler hakkında fikir alışverişinde bulunuyorduk.
Yaramaz Serdar ise arada benim bisikletimi kaçırmaya kalkıştı ama sayemde yapamadı :P
Arada biz eğlenirken, ders almayı da unutmuyordul ve usta Hasan’ın bize öğretiklerini can kulağı ile dinliyorduk,
babamın bisikleti tamir olurken diğer usta Serhat ağabey’de dışarıda motorsiklet tamiri yapıyordu, bir de ona bakmaya çıktım dışarı,
Motorsiklet tamirini öğrenmem lazım biraz daha büyüdüğümde belki benim de bir tane motorsikletim olur, kısmet işte :)
Biz babamın bisikletinin tamirini beklerken Hasan ağabey’in oğlu ve eşi de atölye’ye geldi ve onlarla da sohbet imkanı bulduk. Ayrıca bana bir poğaça da ikram ettiler, bende mideme indirdim hemen teşekkür ederek :)
Dışarı da motor tamiri yapan Serhat ağabey’i de unutmadık onunla da hatıra fotoğrafı çektirdik,
Babamın bisikletinin işleri bitimek üzereydi ve bizde Serdar ağabey ile son kontrollerini yaptık,
Hava güneşli olsa da artık aralık ayı gelmekte ve soğuk hissedilmekteydi, birde babam bir türlü adam olmayacaktı :) beni giydirdi ama ne bere aldı ne de eldiven yanına, hatta yedek bir çanta bile yapmadı. Annem öyle mi yapardı ki, o herşeyim hazır çıkarırdı beni dışarı :) sanırım babalar çocuklarını da kendileri gibi üşümez sanıyorlar :), biz üşüdük az biraz ama :P
Bisikletlerimizin tamiri bittikten sonra Serdar ağabey’in eşi Gül ablanın yanına gittik. Hem ısındık hem de biraz dinlendik, keza yorulmuştuk ayakta durmaktan,
büyüklere çay bana da ıhlamur’u söyledikten sonra Gül ablaya internet sitemi gösterdim,
Sonra baktım ki bu iş yerinde satışları artırmak için benim gibi bir yeteneğe ihtiyaç var hemen kolları sıvadım ve tezgahı düzenlemeye başladım, nede olsa “kurotör” lük diye bir kavram ve meslek erbabı vardı yanlarında,
tezgah’da neler yapılmalı konusunda kısa bir brifing verdikten sonra, orada beğendiğim bir kurtlar vadisi yüzüğünü de elimde denedim hemencik :)
Artık oradan ayrılam vakti gelmişti ve babam ile birlikte vedalaşarak ayrıldık. Eve dönüş yolunda kısa bir köfte-patates molası verdik ve yorgun argın eve geldik.
Başta Serdar ağabey’e olmak üzere herkese çok teşekkür ederim.
26 Kasım 2009
Kaan Tetik