26 Kasım 2009 Perşembe

Bayram arifesinde bisiklet tamirinde…

Kurban bayramı arifesinde annem yarım günde olsa çalışmak zorunda olunca, ben de babam ile birlikte yaz sonundan beri tamir için beklettiğimiz bisikletlerimizi Mudanya’da ki ailemizin tamircisi Hasan ağabey’e götürdük,

DSC_0001 DSC_0006

Mudanya’da önce babamın iş yerinden arkadaşı Serdar ağabey ile buluşup, Hasan ağabey’in tamir atölyesine yol aldık.

DSC_0002

Babam her zaman olduğu gibi eline aldı yine kamerasını ve çekmeye başladı dur durak dinlenmeden.Hasan ağabey önce benim bisikletimden başladı. DSC_0004

DSC_0005

kopmuş frenlerim elden geçirilip bir de temzilendikten sonra ise babamın söz verdiği şekilde bir de korna takıldı bisikletime,

DSC_0013

DSC_0020 DSC_0025

DSC_0026

DSC_0024

DSC_0031

Artık benimde hem havalı, hem de havalı kornam vardı bisikletimde :)

DSC_0032

tabi bende bunun şerefine 21 pare bastım kornama :)

Sıra babamın bisikeltine gelmişti, ama hasan ağabey’in dediğine göre babam nasıl kullanmışsa bisikletini onun işi daha uzun sürecekti, bizde beklemeye başladık. Bende bu fırsattan istifade Serdar ağabey’e web sitemi gösterme fırsatı yakaladım.

DSC_0033

Babamın bisikletinin bakımı devam ederken bende bir yadan babam gibi makinemi elime aldım ve başladım gördüklerimi çekmeye;

DSC_0047

DSC_0052

Serdar ağabey kendi makinesi ile çekim yaparken bende kendiminkini kullanıyor ve her çekim sonrası yakaldığımız görüntüler hakkında fikir alışverişinde bulunuyorduk.

DSC_0053

Yaramaz Serdar ise arada benim bisikletimi kaçırmaya kalkıştı ama sayemde yapamadı :P

DSC_0056

Arada biz eğlenirken, ders almayı da unutmuyordul ve usta Hasan’ın bize öğretiklerini can kulağı ile dinliyorduk,

DSC_0062

babamın bisikleti tamir olurken diğer usta Serhat ağabey’de dışarıda motorsiklet tamiri yapıyordu, bir de ona bakmaya çıktım dışarı,

DSC_0071

DSC_0072

Motorsiklet tamirini öğrenmem lazım biraz daha büyüdüğümde belki benim de bir tane motorsikletim olur, kısmet işte :)

Biz babamın bisikletinin tamirini beklerken Hasan ağabey’in oğlu ve eşi de atölye’ye geldi ve onlarla da sohbet imkanı bulduk. Ayrıca bana bir poğaça da ikram ettiler,  bende mideme indirdim hemen teşekkür ederek :)

DSC_0111

Dışarı da motor tamiri yapan Serhat ağabey’i de unutmadık onunla da hatıra fotoğrafı çektirdik,

DSC_0112

Babamın bisikletinin işleri bitimek üzereydi ve bizde Serdar ağabey ile son kontrollerini yaptık,

DSC_0095

DSC_0101

Hava güneşli olsa da artık aralık ayı gelmekte ve soğuk hissedilmekteydi, birde babam bir türlü adam olmayacaktı :) beni giydirdi ama ne bere aldı ne de eldiven yanına, hatta yedek bir çanta bile yapmadı. Annem öyle mi yapardı ki, o herşeyim hazır çıkarırdı beni dışarı :) sanırım babalar çocuklarını da kendileri gibi üşümez sanıyorlar :), biz üşüdük az biraz ama :P

DSC_0108

Bisikletlerimizin tamiri bittikten sonra Serdar ağabey’in eşi Gül ablanın yanına gittik. Hem ısındık hem de biraz dinlendik, keza yorulmuştuk ayakta durmaktan,

DSC_0116

büyüklere çay bana da ıhlamur’u söyledikten sonra Gül ablaya internet sitemi gösterdim,

DSC_0124

DSC_0126

DSC_0127

Sonra baktım ki bu iş yerinde satışları artırmak için benim gibi bir yeteneğe ihtiyaç var hemen kolları sıvadım ve tezgahı düzenlemeye başladım, nede olsa “kurotör” lük diye bir kavram ve meslek erbabı vardı yanlarında,

DSC_0129

DSC_0132

tezgah’da neler yapılmalı konusunda kısa bir brifing verdikten sonra, orada beğendiğim bir kurtlar vadisi yüzüğünü de elimde denedim hemencik :)

DSC_0139

Artık oradan ayrılam vakti gelmişti ve babam ile birlikte vedalaşarak ayrıldık. Eve dönüş yolunda kısa bir köfte-patates molası verdik ve yorgun argın eve geldik.

Başta Serdar ağabey’e olmak üzere herkese çok teşekkür ederim.

26 Kasım 2009

Kaan Tetik

24 Kasım 2009 Salı

Pazartesi’den sonra gelen Salı akşamında…

Salı akşamına gelmiş ve ailemizi içeriden vuran grib kendisini biraz unutturmuştu. Gerek ilaçların etkisi, gerekse bol bol yediğimiz meyve – sebzeler ile tüm aile fertlerimiz kendini yavaşta olsa toplamıştı.

Bende bu zamanı annem ile birlikte oyun hamurlarımla oynayarak geçirmeye karar verdim.

DSC_0028

Babam da sağolsun, hemen kaptı makinesini. Zaten dursa şaşardım ama “clik” “clik” sesleri bir süre sonra asabı bozmuyor değil :), ayrıca babamın zor bir fotoğrafçı olduğu kesin ileride onunla çalışacak mankenlerin işi zor, “yok kıpırdama!”, “yok ışık az derin nefes al ve sakın verme!” gibi padişah komutlarına alışmak zor gerçekten…hoş annem “zor mankenler ile çalışır o!” diyip son noktayı koysa da, zavallı babam bir şekilde şimdilik hayalleri ile mutlu vesselam :)

DSC_0029

Neyse konuya dönecek olursam, biz hamur’dan şaheserler yarattık, babam da görüntüledi :)

DSC_0002

DSC_0004

DSC_0010

DSC_0011

DSC_0013

DSC_0014

Sanatsal şaheserlerim bitince, babam beni konu mankeni yaptı, bu mankenlik ve fotomodellik işinin ne kadar da zor olduğunu anladım bu sayede,

DSC_0008

tabi bize bu gecede sponsor olan play-doh’u da unutmamak lazımdı;

DSC_0018

DSC_0020

Geceyi salon’da dağıttığım eşyaları toplayarak tamamlamam lazımdı malum oyun bitince bizimkiler anne ve baba oluyorlar;

DSC_0033

Son olarak uslu çocuk pozu da ekledim ve birazdan uyuyacağım,

DSC_0034

24 Kasım 2009

Kaan Tetik

23 Kasım 2009 Pazartesi

Az biraz gribim galiba….

23 Kasım 2009 sabahı başımda deli bir ağrı ile uyandım. Babam’da hemen internetten domuz gribi belirtilerine bakarak evde bir panik havası estirdi ve beni annem ile birlikte Acıbadem hastahanesine götürdüler. Doktorum Ramazan amca’nın kontrolü sonrasında sinüs’lerimin dolu olması nedeni ile başımın ağrı yapmış olabileceği ve her baş ağrısının domuz gribine delalet getirmediğini önce babama sonra da anneme anlattı ama ben okulların domuz gribi nedeni ile tatil olduğu bu hafta da babaannem’de dinlendirilmek üzere istirahat’a gönderildim. Babam’da üzücü bir haber almamasının etkisi ile dayanamadı ve beni görüntüledi.

DSC_0119

Daha önce de belirtmiştim, amcam ne olursa olsun fotoğraflara damganı koy kendi pozunu yakala demişti bana. Bu hasta olsam da değişmemeli idi, bende aynı şekilde amcamın gurur duyacağı bir yeğen edası ile pozlarımı verdim babama;

DSC_0124

DSC_0125

DSC_0126

Ben hastaydım ve yanımdaki tabaktan meyve yemeğe çalışırken babam da dur durak bilmiyor ve denklanşör’e basıyordu;

DSC_0130

DSC_0132

Kimi zaman yeter desem de biliyordum bu babamdı ve denklanşör’e bir kez parmağı değdi mi, durmazdı.

DSC_0133

Bende hasta yatağımdan pozlarıma devam ettim,

DSC_0135

DSC_0144

DSC_0148

DSC_0137

DSC_0157

Şimdilik babaannem’de dinleniyorum. Birazdan babam ve annem gelecekler ve eve gideceğiz :) Gribimi atlattığım da babam söz verdi bisikletlerimizle gezeceğiz.

Kaan Tetik

23 Kasım 2009