24 Mayıs 2009 Pazar

Bir hafta sonu böyle geçti – Bölüm 4

 

Malta köşkündeki sabah kahvaltısından sonra babamın bana söz verdiği şekilde “1nci Redbull Soapbox Race”i seyretmeye gittik. Malesef yıldız parkının güzel yeşillikleri bizi öylesine büyülemişti ki, geç kaldık.

Önce maçka ve ıhlamur arasında her ara sokakta ve otopark alanında yer aramakla uğraştık ve yaklaşık bir 45 dakika sonrasında yer bulabildik.

Akabinde olabildiğince hızlı bir şekilde koşturduk yarışın organize edildiği alana,

DSC_0669

Geç kalmanın getirdiği etki ile her yer dolmuştu bile,

DSC_0671

Kendimize tepelerden birinde yer bulduk ve geçecek yarışçıları görebilmek için dua ettik :(

DSC_0675

İlk bir kaç yarışçı’nın geçmesi ile başlayan yarışta yerimizi beğenmedik ve yer değiştirdik, önden göremesek de bu komik arabaları arkadan görelim dedik

DSC_0682

Şansımıza görebildiğimiz yarışmacılardan birisi de babamın çalıştığı şirketinden di,

DSC_0701

DSC_0702

Birkaç  yarışmacı daha eklendiğinde artık yorulmaya başlamıştım. Sağolsun amcam bana bu konuda destek oldu ve,

DSC_0704

yarışmayı seyretmeye devam ettim.

DSC_0723

Geçen bir kaç arabayı daha seyretttikten sonra bu işin bu kadar uzak mesafeden tadı kalmadı.

 DSC_0733DSC_0739

Saatlerin artık Bursa’ya dönüş vaktine yaklaşması, yarış organizasyonun çok beceriksiz oluşunu da hesaba katarak çıkışa doğru yöneldik. tam o anda maçka parkı içinde çalışan teleferik’i gördüm.

DSC_0752

ve annem söz verdi yazın Uludağ’a teleferikle çıkacağız. :)

Güzel ve yoğun bir hafta sonunu böylece bitirdik. Başlıkta dediğim gibi bir haftasonu böyle geçti.

:)

Bir haftasonu böyle geçti – Bölüm 3

 

Göksan amcanın düğünü üzerinden bir gün geçmişti neredeyse ve bugün İstanbul’daki son günümüz olacaktı. Bu nedenle sabaha erken başladık.

Yıldız parkı içinde ki Malta köşkün’de bir kahvaltı bu güzel başlangıç’a eşlik edecekti.

Amcam ile Füsun ablam bizden farklı bir yerden geldiği için annem, Belma ablam ve babamla birlikte biz ayrı olarak ulaştık mekana,

DSC_0302

Pazar sabahının erken saatlerin de hava hiçte bir mayıs sonuna yakışmayacak şekilde buz gibiydi. Bu nedenle kahvaltımızı Malta köşkünün kapalı mekanında yapmayı tercih ettik

DSC_0323

Kahvaltımızın sonlarına doğru hava iyice aydınlanmaya ve ısınmaya başladı bizde amcamla kendimizi hemen dışarı attık,

DSC_0360

DSC_0365

Sadece oyunlar oynamadık bu eğlencemizi paylaşabilmek için Füsun ablamı’da çağırdık,

DSC_0386

Kendisi bizi kıracağına dizini kırar bildiğimiz için nazımız işe yaradı ve kırmadı bizi,

DSC_0390

Oyunlarımıza hep birlikte devam ettik,

DSC_0398

DSC_0406

Herkes karnını doyurduktan sonra benimde birşeyler yapmam gerektiğini hissetim ve Malta köşkü kapsında, “Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor” andını söyledim,

DSC_0434

Daha sonra bu güzel parkın tadını çıkarmaya karar verdik ve dolaşmaya çıktık,

DSC_0468

Amcam herzaman olduğu gibi arkamdan hareket çekiyordu ve bende dayanamadım hiç huyum! olmadığı halde kendisini Füsun ablama şikayet ettim.

DSC_0470 DSC_0472

Yaklaşık bir saat dolandıktan sonra da hep birlikte çıkışa doğru yol aldık,

DSC_0560

Tam çıkışa doğru geldiğimizde bir de ne göreyim, çok güzel kesilmiş çimleri eğimli bir alana ekmişlerdi. Ruhum derinliklerinde ki bir ses hep söylediği gibi yuvarlan dedi….. rock’n roll :P

DSC_0608

DSC_0612

Bana kalsa tüm gün boyunca bıkmadan yuvarlanırdım ama babamın “hadi birazdan yarış başlayacak ve geç kalacağız!” demesi ile kendime geldim ve başka sefere diyerek yuvarlanmayı kestim.

Bir haftasonu böyle geçti – Bölüm 2

 

Ve sonunda sabah oldu uyanıp güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra İstanbul trafiğinin çilesine kendimizi kattık. Bugün önemli bir gündü! Sevgili Göksan amcam artık dünya evine giriyordu, Kaan amcam kendisi hakkında çeşitli yorumlarda bulundu ama bu güzel günde kendisinin yanında oldu hep.

Evet, Göksan amca’da evlendi sonunda, sonunda diyorum çünkü babamın tabiri ile “Nicolas’lar” azaldı tam anlamı ile,

DSC_0045

Ben düğün dernek olaylarını anlamaya çalışırken, Kaan amcam’da Göksan’ın babasının yanında son direktifleri almaktaydı.

DSC_0036 DSC_0044

Kalabalık bir ortamdı ama ortamda tanıdık kişilerin fazlalığı nedeni ile bu kalabalıklık insanı rahatsız etmiyordu. İşte bu tandıklardan birisi de Kaan amcanın babası idi.

DSC_0054

Kısa bir kaç görüşmeden sonra oraya veda ettim ve Halim amcanın ilk torunu Irmak’ın yanına gittim.

DSC_0076 DSC_0067

Sağ da, sol da oyalandıktan sonra günün asıl anlam ve önemi geldi, Göksan amcanın düğünü;

DSC_0122

DSC_0140

DSC_0206

Tam buarada Kaan amca’da babasından nasihatleri alıyordu, Halim amca darısı kısmet kavramının nezaman ona geleceğini soruyordu?

DSC_0220

Kulaklarımla duyduğum, “Oğlum sen bakınmıyormusun hiç?” oldu. Ve Kaan amcam da hemen bakınmaya başladı,

DSC_0226

elin konumu ve gözün bozukluğunu baz alırsak sanırım ancak ufuk çizgisi ve ötesinde görünmektemidir nedir?

Öğleden sonranın sıcaklığı gitgide arttığında annemle birlikte bir hamak’ta yorgunluk attık.

DSC_0276 DSC_0258

DSC_0269

Güzel bir cumartesini kapadık. Allah bir yastıkta kocatısn ve mutlu mesut etsin diyerek.

Bir haftasonu böyle geçti – Bölüm 1

 

BU haftasonu bizim için Cuma gününden başladı. Annem ve babamla birlikte annemin kuzeni Belma ablanın yanına misafirliğie gittik. Belma ablanın haftanın son gününde bir sürü işi olması nedeni ile buluşabilmemiz geç saatleri buldu.

Geç saatler olmasına rağmen eve vardığımızda Belma ablama hemen bu sitenin yerini gösterdim ve tek tek tüm fotoğrafları yorumladım.

DSC_0008

Belma ablamın çok hoş bir evi var, bende bu evin tadını çıkartarak yaramazlıklar yaptım :)

DSC_0012

Sonra da uslu sulu seyrettim ablamın bilgisayarda yaptıklarını,

DSC_0010

Saatlerin geceyarısına gelmesi nedeniile ve ertesi gün yoğun bir gezi programımızı da göz önünde bulundurarak dinlenmeye karar verdik ve günü uykuya yatırdık. :(

19 Mayıs 2009 Salı

Güzel bir süpriz oldu !

Bugün 19 mayıs tatili nedeni ile annem ve babam evdeydiler. Bu tatilin sabahında Ankara’dan İstanbul’a taşınmış sevgili amcam günübirlik benim ziyaretime geldi.

Çok özlemişim amcamı :)

DSC_0003

Amcam da beni özlemiş gördüm ki,

Babam amcamla fotoğraflarımızı çekmeye başlayınca bizde kendisine destek olalım dedik ve poz verdik :)

DSC_0012 DSC_0014

Daha sonra hep birlikte babaannemin çevresinde topladık ve bu güzel tabloyu oluşturduk.

DSC_0024

Her gelişinde bir gelenek olduğu gibi amcam ile güreş tuttuk. ve ilk turu amcam kazandı.

DSC_0047

ikinci tur başında kıvrak bir ayak oyunu ile amcamı anında yere serdim ve;

DSC_0052 DSC_0053

Durumu eşitledim :)

DSC_0065

Hemen bu maç skorunu Füsün yengemi arayarak haber verdik. laf aramızda kalsın amcam bana puan kaybettiği için az biraz zılgıt yedi Füsuncuğundan :) hehehe

DSC_0092

Havanın güzel ve güneşli olmasını fırsat bilerek amacama geçen hafta izlediğim off-road yarışından edindiğim deneyimleri aktarmak için babaannemin sitesinde dolaşmaya çıktık. Önce asfalt’ta bu araçların nasıl kullanılması gerektiği konusunda kendisine off-road’a giriş 1 (101) nolu dersi verdim.

DSC_0101 DSC_0102

Daha sonra da bu araçlar toprak pistler ve arazide nasıl kullanılır onu anlattım,

DSC_0153

tam ben arazide sürüş dersi verirken birde ne göreyim, benim o dağcı amcam sen git çocuk parkında ki yerlere çık.Hemen müdale edip bende yanına varma vardım :)

DSC_0179

Kendisi ile yaptığım kısa bir görüşme sonrasında aracıma geri döndüm ve her zaman yaptığım gibi önce emniyet diyerek kemerimi bağladım!

DSC_0187

DSC_0195

Arabam ile biraz daha dolaştıktan sonra amcamım ısrarlarına dayanamadım ve çocukluğunda bu tarz parklarda oyanamdığı için kendisine çocuk parkında eşlikettim ve birkaç cihazın nasıl kullanılacağını anlattım,

DSC_0344 DSC_0381

DSC_0305

DSC_0499 DSC_0487

Ben amcama yardımcı olurken annem ile babaannem de bizi balkondan seyrediyorlardı.

DSC_0442

Saatlerin öğle yemeğini göstermesi üzerine aracımı kapalı garajıma doğru götürüp park ettim.

DSC_0716 DSC_0727

ve sevgili annem bana oyun için yeteri kadar zaman tanıdığı için teşekkür ettim.

DSC_0755

Öğle yemeği için dağa mı çıkalım, yoksa başka bir yere mi gidelim diye düşünürken, babamın aklına daha önce gittiğimiz ve model araba yarışlarını seyrederken hemde yemek yediğimiz BUMOD’un “Saklı Vadisi” geldi. Bizde heen yola düştük;

DSC_0769

Şansımıza genelde model arabaların yarıştığı pist’de bir sürü iş makinesi vardı. Babama sorduğumda haziran ayında yapılacak yarışlar öncesinde pist’in bakımdan geçtiğini söyledi.

DSC_0808

tam canım sıkılmak üzereyken, bizim gibi ailesi ile yemek yemeye gelmiş “Elfin” ile tanıştım orada.

DSC_0786

Ve Elfin’le oyunlar oynadık,

DSC_0790

Birlikte pist’in bakım çalışmalarını denetledik,

DSC_0818

DSC_0824

Tam bu sırada sipariş ettiğimiz yemeklerimiz gelmişti ve bende Elfin’i de bizimle yemeğe katılması için davet ettim. Kendisi de bana ailesine sorması gerektiğini söyledi ve babasından izin almak için bende onunla gittim.  Böylece Elfin’in ailesi ile tanıştım.

DSC_0904

Elfin’in babasının sıcak tokalaşması ve izninden sonra Elfin’le birlikte yemek yedik. Daha sonrada annelerimiz için bahar çiçekleri topladık.

DSC_0995

Yemeğin üzerine biraz dondurma peşinde koştuk ve Elfin ailesi ile ayrılmak zorunda kaldı. Elfin’le konuştuk ve Haziran ayında başlayacak yarışlarda burada yeniden buluşmaya karar verdik.

DSC_0081 DSC_0082

Elfin’ler gittikten sonra amcam, ben ve babamla saklı vadi’nin keşfine çıktık içimizdeki macera sesini dinleyerek,

DSC_0167

Önce gelincikler gördük, arkasında da dere kıyısında ayaklarını suya sokmuş çocuklara rastladık.

DSC_0194

Onlar ayaklarını sokar da biz sokamazmıyız dedik ve;

DSC_0218

Uzaktan bizi gören annem hemen amcamı aradı ve hafiften fırçaladı, annelik işte dedik ve güldük :)

DSC_0243

Tam oradan ayrılmak üzereyken motorsikletleri ile ağabeyler gelip balık ağlarını çıkardılar

DSC_0296

Bizde durup bekledik ve ağları ile nasıl balık avliyorlar seyrettik,

DSC_0300 DSC_0302

Baktık bir kaç denemede çok fazla birşey vurmadı bizde kendilerine rastgele diyip oradan ayrıldık,

DSC_0313

DSC_0323

ve annemlerin yanında döndük.

İstanbul’a geri dönmesi gerektiği için amcamı uğurladık ve eve döndük, böylece güzel ve yorucu bir günde benim için geçmiş oldu.

teşekkürler geldiğin için sevgili amcacığım, ama bir daha ki sefere yalnız gelme ama olur mu?